-
1 telaffuz etmek
v. articulate* * *pronounce -
2 telaffuz\ etmek
выгова́ривать вы́говорить произноси́ть -
3 telaffuz etmek
to pronounce söylemek, sesletmek -
4 slur kara çalmak, çamur atmak; (sarhosluktan, vb.) sözcükleri kötü telaffuz etmek
kara çalma, iftira, leke (sürme); sözcükleri kötü telaffuz etmeEnglish to Turkish dictionary > slur kara çalmak, çamur atmak; (sarhosluktan, vb.) sözcükleri kötü telaffuz etmek
-
5 dili çekerek telaffuz etmek
v. retract -
6 dudaklarla telâffuz etmek
v. labialize -
7 kötü telâffuz etmek
v. slur -
8 vurgulayarak telaffuz etmek
v. roll -
9 yanlış telâffuz etmek
v. mispronounce -
10 yanlış telaffuz etmek
to mispronounce -
11 telaffuz
-
12 telaffuz
telaffuz Aussprache f;telaffuz etmek Wort aussprechen -
13 telâffuz
произношение, выговорср. aytılıştelâffuz qusurı - а) неправильность произношения, б) косноязычие (расстройство речи)telâffuz etmek - произносить, выговаривать -
14 telaffuz
pronunciation. - etmek /ı/ to pronounce. -
15 enunciate
telaffuz etmek; düsünceleri açikça belirtmek, kesinlikle ifade etmek -
16 pronounce
v. telâffuz etmek, söylemek, ilan etmek, duyurmak, bildirmek, ileri sürmek, fikrini söylemek* * *telaffuz et* * *1) (to speak (words or sounds, especially in a certain way): He pronounced my name wrongly; The `b' in `lamb' and the `k' in `knob' are not pronounced.) telaffuz etmek, sesletmek2) (to announce officially or formally: He pronounced judgement on the prisoner.) resmen bildirmek, ilân etmek•- pronounced
- pronouncement
- pronunciation -
17 enunciate
v. kesinlikle ifade etmek, söylemek, bildirmek, ilan etmek, ileri sürmek, iddia etmek* * *telaffuz et* * *(to pronounce clearly and distinctly: He carefully enunciated each syllable of the word.) (açık seçik) söylemek, telâffuz etmek -
18 prononcer
-
19 произносить
пра́вильно произноси́ть слова́ — kelimeleri doğru telaffuz etmek
э́то сло́во он произне́с непра́вильно — bu kelimeyi yanlış söyledi
он да́же твоего́ и́мени пра́вильно произнести́ не мо́жет — senin adını bile beceremiyor
сто́ило ему́ произнести́ э́ти слова́, как... — bu laflar ağzından henüz çıkmıştı ki...
2) söylemekпроизноси́ть речь — söylev / nutuk söylemek
-
20 mispronounce
v. yanlış telâffuz etmek* * *(to pronounce (words etc) wrongly.) yanlış telâffuz etmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
telaffuz etmek — söylemek Bir türlü sesi çıkamıyor ve başka bir tek kelime daha telaffuz edemiyormuş. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
telaffuz — is., db., Ar. telaffuẓ 1) Söyleyiş Bir bebek telaffuzunu taklit etmediğiniz eksik. R. N. Güntekin 2) Boğumlanma Birleşik Sözler telaffuz cihazı telaffuz organı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller telaffuz edilmek telaffuz etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
faş etmek — gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek Bu telaffuz, onun dadılı, matmazelli geçmiş çocukluğunun izlerini de faş ederdi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük